Millî Ekonomiye Geçiş ve Türkiye İktisat Kongresi

Millî Ekonomiye Geçiş ve Türkiye İktisat Kongresi

Atatürk, Türk milletinin gelişmesinin ve ilerlemesinin sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda yapılacak çalışmalarla mümkün olacağına inanıyordu.

Atatürk’ün isteği doğrultusunda, devletin içinde bulunduğu ekonomik koşulları görüşmek ve bir ekonomi politikası oluşturmak üzere toplumun her kesiminden temsilcilerin katıldığı Türkiye İktisat Kongresi, 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de toplandı (İzmir İktisat Kongresi de denir). Bu toplantının açılış konuşmasında Atatürk,  ekonominin önemini şu sözleri ile açıklamıştır:

“Arkadaşlar! Bence yeni devletimizin, yeni hükûmetimizin bütün ilkeleri, bütün programları, ekonomi programından çıkmalıdır…Onun içindir ki çocuklarımızı öyle eğitip yetiştirmeliyiz, onlara öyle bilgi ve kültür vermeliyiz ki ticaret, tarım ve sanat dünyasında, bütün bunların çalışma alanlarında üretici olsunlar, etkileyici olsunlar, girişken olsunlar, işe yarar bir üye olsunlar.”

(Arı İnan, Düşünceleriyle Atatürk, s. 292.)




Türkiye İktisat Kongresi, yeni Türk Devleti’nin izleyeceği ekonomik program ve kalkınma hedeflerini belirlemek amacıyla toplandı. Kongreye ülkenin her yanından çeşitli meslek gruplarının temsilcileri katıldı. 1135 temsilcinin katıldığı kongrede ülkenin tüm koşulları göz önünde bulundurularak önemli kararlar alındı.

Türkiye İktisat Kongresi’nde Misak-ı iktisadi (Ekonomi Andı) kabul edildi. Bu anda göre; Türk milleti, büyük zorluklar ve mücadeleler sonucunda elde ettiği millî bağımsızlık düşüncesinden hiçbir biçimde ödün vermeyecekti. Ekonomik gelişmemiz ve kalkınmamız, bu bağımsızlık içinde sağlanacaktı. Siyasal bağımsızlık gibi, ekonomik bağımsızlık da esastı.

Türkiye İktisat Kongresi ile millî ekonominin temelleri atıldı. Kongrede, ülkenin savaş sonrası içinde bulunduğu duruma en iyi uyan, gerçekçi bir ekonomik politikanın izlenmesi kararlaştırıldı.

Kongrede alınan kararların bazıları şunlardır:

  • Türk milleti, büyük fedakârlıklarla sahip olduğu millî bağımsızlığından ödün vermeyecektir.
  • Ekonomik gelişmemiz millî bağımsızlığımız içinde sağlanacaktır.
  • Asıl olan siyasal bağımsızlık kadar ekonomik bağımsızlıktır.
  • Türkler hangi meslekte olursa olsunlar birbirlerini candan severler. Meslek, zümre itibarıyla el ele vererek birlikler oluşturur; ülkesini ve birbirlerini tanımak için aralarında görüşme ve anlaşma yaparlar.
  • Türk milleti tahribat yapmaz, imar eder. Bütün mesai, ekonomik yönden ülkeyi yükseltmek gayesine yönelmiştir.
  • Ham maddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulmalıdır.
  • Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
  • Sanayinin teşviki ve millî bankaların kurulması sağlanmalıdır.
  • Türk vatandaşları, yerli mali kullanımına teşvik edilmelidir.

Kongrede, Türk ekonomisi ile ilgili önemli kararlar alınırken ekonomik bağımsızlığın özenle korunacağı, yurdumuzun yer altı ve yer üstü kaynaklarından yararlanılacağı vurgulandı. Ayrıca millî sanayinin ve ihracatın korunması ve geliştirilmesi ile ilgili ilkeler tespit edildi. Özel sektörün desteklenmesi ve devlet eli ile bir bankanın kurulması fikri benimsendi. Diğer yandan Türk çiftçisine kredi verilmesi, işçilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi de alınan kararlar arasındaydı. Türkiye’de millî ekonominin kurulup gelişmesinde Türkiye İktisat Kongresi önemli bir yere sahiptir.




Kongrede, kendi imkânlarımızla öz kaynaklarımızı değerlendirmemiz, ekonomik alanda kalkınmış devletlerin yardımını almadan kalkınmamız gerektiğini belirtiyordu. Millî sanayinin ve ihracatın özendirilmesi, bir ticaret bankasının kurulması, hava, deniz, kara yolu ulaştırmacılığının geliştirilmesi de alınan kararlar arasındaydı. Ayrıca millî ekonominin ilkeleri doğrultusunda yurdumuzun öz kaynaklarını kullanarak kalkınma projeleri geliştirildi.

Devlet, her alanda gereksinim duyduğu ve toplumun ihtiyacı olan maddeleri karşılamayı kendisine görev saydı. 1933 yılından itibaren planlı ekonomiye geçiş uygulaması gerçekleştirildi. Yine aynı yıl Atatürk’ün devletçilik ilkesi uygulanmaya başlandı.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ve Planlı Kalkınma Politikası

Türkiye’de ilk kez 1933 yılında planlı kalkınma politikası uygulanmaya başlandı. Hazırlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde yapılan çalışmalarla tekstil ve diğer sanayi dallarında büyük gelişmeler sağlandı. Bu dönemde ağır sanayinin temelini oluşturan çelik üretimine önem verildi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir sanayi hamlesi başlattı. Bu amaçla Sümerbank açıldı. Türkiye’de oluşturulacak sanayi tesislerini teknik ve ekonomik yönden desteklemek üzere yetişmiş personel sağlamak amacıyla yeni önlemler alındı. Alınan kararlar doğrultusunda Malatya, Kayseri, Bursa’da merinos fabrikaları; Gemlik’te suni ipek, Nazilli’de basma, Beykoz’da deri, İzmit’te kâğıt ve İstanbul’da Paşabahçe cam fabrikaları kurularak üretime başlamaları sağlandı.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ülkemizin kalkınmasında ve gelişmesinde önemli işlevleri yerine getirdi. Fakat hazırlanan İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı, İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle uygulamak mümkün olmadı.

Sosyal Medyada Paylaş Facebook Twitter Google+
Açık Lise sınavlarına hazırlanmanın en kolay hali: AçıkTercih AÖL Test Çöz!

Mobil Uygulamamızı İNDİRİN! AÖL Yeni Müfredat Çıkmış Sınav Sorularını Çözün!


Etiketler: , , ,
Eklenme Tarihi: 30 Haziran 2018

Facebook Yorumları

Konu hakkında yorumunuzu yazın