Pozitivizm nedir? Pozitivist ne demek? Pozitivizm kurucusu ve temsilcileri kimlerdir?

Pozitivizm nedir? Pozitivist ne demek? Pozitivizm kurucusu ve temsilcileri kimlerdir?

Modern bilimin temeli alan ona uygun düşen ve batıl inançları metafizik ve dini insanlığın ilerlemesini engelleyen bilim öncesi düşünce tarzları ya da formları olarak gören dünya görüşü.

Felsefi bir görüş olarak pozitivizm ve metafizik bir temele dayanan inançların yerine olguları ve mantığı koyan bir düşünme sistemidir; olguculuk olarak da nitelendirilen pozitivizmde rasyonalizm bilim ve akılcılık ön plandadır.

Yalnızca somut ve kanıtlanabilir bilgilerin geçerli olduğunu savunan bu görüş materyalizm ve pragmatizm ile benzerlik gösterir; pozitivizme göre olgular ve değerler birbirinden ayrılmalıdır. Comte tarafından sistemleştirilen olguculuk birçok filozofu etkilemiştir, bu filozoflar arasında Bertrand Russell, Herbert Spencer ve John Stuart Mill yer alıyor.

Pozitivizm Alman idealizmi ve yeni platonculuk gibi metafiziği merkeze alan felsefi akımlara karşı çıkan bir öğretidir; bu öğretide pozitif kelimesi iki anlama gelir. Önce pozitif bilimlere bir göndermedir ve metafizik olmayan anlamına gelir pozitivistler teolojiyi tamamen reddetmiş ve modern dünyada ilerlemenin ancak metafiziğin ortadan kaldırılması ile mümkün olduğunu iddia etmişlerdir bu bağlamda materyalizmi ile benzer nitelikler taşır. Platon’un idealar dünyasının ve Alman idealistlerin egzistans felsefesi reddeden pozitivistler bilimsel yöntemlere dayalı bir felsefe geliştirmişlerdir.

Bilim felsefesinde doğrudan doğruya ampirik gelenek içinde yer alan, gözlem ve deneye dayanan pozitivizm, metafiziği metafiziksel spekülasyonlar reddeden bir öğretidir.

Sn. Simon ve özellikle Comte tarafından savunulan bir öğreti olarak pozitivizmin İngiliz empirizminin her şeyin sadece deneyim yoluyla bilebileceğimiz her türlü bilginin son çözümlemede duyu deneyine dayanmak durumunda olduğu tezini kabul eder, bununla birlikte dış dünyanın bilgisinin deneye dayanmak durumunda olduğu tezini, bilginin tecrübede verilmiş olan bir şeye ilişkin olabileceği görüşünü de kapsayacak şekilde genişleten pozitivizm insanın duyusal alanın üstünde ve ötesindeki bir dünya ile ilgili tüm bilgi iddialarının karşısında yer alır; pozitivistler farklı bilgi türleri olamayacağını gerçek araştırmanın ampirik olguların tasvirinden ve açıklanmasından meydana geldiğini öne sürer; bilimin yöntemlerinin bize fenomenlerin düzenli ardışıklığının ya da birlikte varoluşunun yasalarını verdiğini ama pozitif yöntemlerin şeylerin içsel özlerine hiçbir zaman nüfuz edemediğini ifade ederler.

Pozitivizm, hukuk alanında veya hukuk felsefesinde de bir devletin hukukunun hükümran iktidarın iradesine dayandığını öne süren görüşe tekabül eder. Bu hukuk anlayışı bir yandan toplum sözleşmesi doğal hukuk teorisi ile örf ve adet hukukuna ait gelenekleri bir kenara bırakmanın hukuğu tüm spekülatif ve metafizik unsurlardan arındırmanın gerektiğini vurgularken, diğer yandan da hukuku hükümran iradenin belirttiği emir ve buyrukların yani idari, yargısal ve askeri nitelikli emirlerin toplamı olarak tanımlar.

Üç hal yasası

Pozitivizmin kurucusu Comte’un insan zihni insan düşüncesi ve toplum için öngördüğü üç aşamalı Evrim ya da gelişme yasasıdır. Comte tarafından ifade edilen gelişme sürecindeki 1. Evre teolojik evredir.

Teolojik evre, insanın çocukluk dönemine benzer; bu evrede insan, dünyayı ve kendisinin dünyadaki yazgısını tanrısal ya da manevi güçlerle açıkladığı evredir. Bu evrede gerçeklik birtakım itkilere arzulara sahip olan tinler ve ruhlar aracılığıyla, antropomorfik (insanbiçimli) ve animistik (bütün şeylerin bir ruhu bulunduğu inancı) bir tarzda açıklanır.

İkinci evre olan metafizik evrede ise manevi güçlerin ruhların ve tanrıların yerini ‘öz’, ‘nihai ve en yüksek neden’,  ‘özgürlük’ gibi soyut bir takım kavramlar ve güçler alır insan bu evrende fenomenlerin kaynakları olarak manevi güçlere duyulan inançtan vazgeçer ve eter gibi kişisel olmayan ögeleri ya da varlık öz ilişkileri konusundaki kavramlara duyulan inancı benimser; bu ikinci evre insandaki gençlik dönemine karşılık gelir.

3. Evre pozitif evredir burada olayların gerisindeki güçlere ya da özlere ilişkin metafiziksel açıklamalardan vazgeçilir; algılanamayan nedenleri bulmayı amaçlayan araştırmalar bir yana bırakılır; insan bilgisinin sınırlı olduğu, anlaşılır bilginin yalnızca insan türünün doğasına ve değişen toplumsal ve tarihsel koşullara bağlı ve göreli olduğu kabul edilir; bundan dolayı mutlak açıklamalar bir yana bırakılır ve olgular arasındaki düzenli ilişkiler ya da yasalar bulmaya çalışılır.

Comte, bu 3 çevreye karşılık gelen toplumsal ekonomik ve kültürel yapıların bulunduğunu savunur; buna göre, teolojik evre özü itibariyle otoriteye dayanan ve militarist bir yapı sergilerken pozitif evre teknoloji ve endüstriyel faaliyete odaklı bir evredir.

Sosyal Medyada Paylaş Facebook Twitter Google+
Açık Lise sınavlarına hazırlanmanın en kolay hali: AçıkTercih AÖL Test Çöz!

Mobil Uygulamamızı İNDİRİN! AÖL Yeni Müfredat Çıkmış Sınav Sorularını Çözün!


Etiketler:
Eklenme Tarihi: 13 Mayıs 2019

Facebook Yorumları

Konu hakkında yorumunuzu yazın