Molekül Nedir? Molekül Çeşitleri Nelerdir? Ruh Molekülü Nedir?
İki ya da daha fazla atomun birbirleri ile kimyasal bağ kurmaları sonucu oluşan birimlere molekül denir. Atomların aynı ya da birbirinden farklı olmasının bir önemi yoktur.
Molekül Örnekleri:
Moleküller basit ya da karmaşık yapıda olabilir. Yaygın olarak kullanılan bazı moleküller:
Moleküller ve Bileşikler
İki ya da daha fazla elementten oluşan moleküller, bileşik olarak adlandırılır. Su, kalsiyum oksit ve glukoz; bileşik olan moleküllerdir. Bütün bileşikler moleküldür ama bütün moleküller bileşik değildir.
Molekül ne değildir?
Tek atomlu elementler molekül değildir. Tek bir oksijen atomu O, bir molekül değildir. Oksijen, başka bir oksijen atomu ile (O 2, O 3 gibi) ya da farklı bir element ile (karbondioksit, CO 2 gibi) bağ yaptığında molekül oluşur.
Molekül Çeşitleri
Molekül Çeşitleri, atomların birbirine bağlı gruplar halinde oluşturduğu kimyasal bileşiklerin en küçük temel yapısı olan moleküller birçok türe ayrılmıştır. Başka bir ifadeyle molekül bileşiğini meydana getiren atomların eşit oranda bulunduğu en küçük birimler de molekülleri belirtir. Molekül çeşitlerinin her biri birden fazla atom içermektedir. Bir molekül aynı yapıdaki iki atomun bağlanmasıyla birlikte veya farklı nitelikteki sayıdaki atomların bağlanması sonucu oluşabilmektedir. Molekül çeşitleri, molekülleri oluşturan kimyasal bağların etkisi altındadır. Bu kimyasal nitelikli moleküler bağlar; iyonik, kovalent ve metalik olarak adlandırılmaktadır.
Saf yapıdaki kimyasal maddenin kimyasal bileşimini ve tüm özelliklerini taşıyan moleküller doğada bulunan birçok farklı atom sayesinde farlı kombinasyonlar dahilinde bir araya gelerek molekül çeşitlerinin meydana gelmesi hususunda zemin hazırlanır. Söz konusu moleküllerin her bir çeşidinin oluşabilmesi için elektronların bir atomdan diğerine iletilmesi veya ortak kullanım teşkil etmesi gerekir.Bu elektronlar çekim kuvvetinin etkisiyle iki atom arasında gidiş geliş yapmaktadır. Moleküller aracılığıyla atomları birbirine bağlamayı hedef alan bu durum atomlar arası yolculuğu ifade eder.
Su Molekülü
Su, bir oksijen ve iki hidrojen atomundan oluşan moleküler yapıya sahip inorganik içerikli bir bileşiktir. Moleküller arası bağlar su molekülünü buz halindeyken bir arada tutmaya kaynaklık eder. Su molekülünün yapısı incelendiğinde bir yönü pozitif diğer yönü negatif yük durumda sergilenmektedir. Genel olarak suyun molekül yapısı nötr olarak tespit edilmektedir. Bu molekül çeşitlerinde hidrojen bağının kurulması son derece kolaydır. Su içerikli çözeltiler içerisinde yer alan moleküllerin anyon ve katyonları su molekülleri aracılığıyla çevrili olup polar bir yapıya sahiptir.
Ruh Molekülü
Ruh Molekülü, Canlı evrim süreci ile gelişen beyin ve sistemlerinin tam ortasında 5-8 mm. çapında epifez isimli bezin salgıladığı psikoaktif hormona ruh molekülü denir. Bilimsel adı Dimet Hyltry Ptamine (DMT) olan ruh molekülü insan, hayvan ve bitkilerde olur. Ruh molekülü kainatın başlangıcından itibaren gelişim gösterdiğinden gelişim süreci ile ilgili tam olarak bilimsel veri elde edilemez.
Ruh molekülünü salgılayan epifez bezi doğum ile büyümeye devam eder ve 2 yaşında büyümesi sona eder. Duymadan, görmeden hissetmek bu molekül sayesinde olur. Bu molekülün bir başka özelliği ise; eğer insan da gerçekten ruh var ise ruh ile ilgili bölümünü yönetmesi diyebiliriz.
İlk bakışta basit bir molekül olarak görülen yapının; esasen canlı bünyesinde ki çözülmesi şimdilik imkansız bir molekül olduğu görülür. Fakat yapılan biyokimyasal araştırmalar ile DMT hormonunun canlının hayatta kalmasını sağlayan en temel molekül olduğunu göstermektedir. Diğer hormonlar eksik yada fazla diğer ünitelerin çalışmasını sağlarken DMT’nin salgılanmaması durumunda nedensiz yaşam sonlanmalarına rastlanılmıştır. Ruh molekülünü sadece insanlar salgılamaz, fakat bilinmesi gerekir ki; normal yaşam için gerekli olan görme, duyma, bilme, anlama veya diğer becerileri hayata geçirmek için gerekli olan organizmalar ne kadar sağlıklı çalışır ise DMT salgılanması da o kadar az olabilmektedir.
Ruh Molekülünün özellikleri;
Duyu organları ve diğer organların yerine getirmesi gerekli olan şeyler tam olarak yerine getirilmemesi ve bu durumun nesiller boyun yaşanması durumunda DNA’larda meydana gelen genetik değişiklikler epifez bezinin daha da etkin çalışmasına neden olmaktadır. Yani görme sorunu olan kişinin duyma sinirlerinde ki gelişkinlik veya duyma sorunu olan kişilerin görerek dudak okuma becerisinin artması örnek verilebilir.
Epifez bezi beyin ile yakın ilişki içinde olmasına rağmen beyinden ayrı bir organeldir. Göz ile direkt bağlantı içindedir. Bu nedenle ışığa duyarlıdır. Biyolojik saatin ayarlanması için salgılanan ruh molekülü gece 23.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında daha fazla salgılanır. Bu durum canlının başka bir boyuta geçmesine neden olur. Bu boyut bazen rüyalar ile yaşanırken, bazen de uyur gezerlik olarak ortaya çıkar. Uyumanın, bayılmak olmadığı ruh molekülü sayesinde anlaşılır. Uyuyan insan ruh molekülü sayesinde ne kadar uyuduğunu ortalama tahmin edebilir.
İnsan ve ruh molekülü; İnsan beyninin tam ortasında beyin lobları arasında mercimek büyüklüğünde bulunan epifez bezi retinadan aldığı ışığın değerlendirilmesinde görevlidir. Böylece gece gündüz döngüsünün diğer vücut bölümlerine olan etkilerinin de şekillenmesine neden olmuştur. Örneğin göz renginin açılması veya ten renginde meydana gelen değişimler Epifez bezinden salgılanan Ruh molekülü (DMT) hormonları sayesinde oluşur.
İnsan beyninin ürettiği akıl ile ortaya çıkan eşyayı kullanabilme ve Dünyayı yönetebilme yeteneği fizik olarak mümkün iken, akıl ve diğer becerilerden kısmen yoksun olan hayvanlar metafizik alanında insandan daha gelişkindir. Örneğin kanatlı hayvanlar, atlar, karıncalar; insandan daha fazla hissiyata sahiptirler.
Konu hakkında yorumunuzu yazın